ISBN |
---|
978-977-85419-2-2 |
Yazar |
Dr. Ahmet Abdullah Necm |
Baskı Sayısı |
4. Basım (2024) |
Dil |
Arapça |
Osmanlı İmparatorluğu, Müslümanların tarihini önemli bir şekilde etkiledi. Osmanlı medreseleri ise devlet medeniyetinin inşasında önemli bir rol oynadı. Medreseler sayesinde sultanların ve yöneticilerin medeniyet boyutu ortaya çıktı. Medreseler devletin kuruluşundan Kanuni Sultan Süleyman dönemine kadar devletin ihtiyaç duyduğu âlim, kadı ve görevlileri yetiştirdi. Medreselerin yetiştirdiği devlet adamları sayesinde Osmanlılar oldukça geniş topraklarda kontrol sağlayabildiler. Osmanlı Devleti’ndeki ilmî ve idarî hayat, güçlü bir şekilde medreselere bağlıydı. Devletteki ilmî ve adlî görevler, yalnızca medrese mezunlarına veriliyordu.
Esasen doktora tezi olan ve üç bölümden oluşan bu kitap, Osmanlı medreselerinin tarihini, idarî ve ilmî sistemlerini, etkilerine, yükseliş faktörlerini ve gerileme nedenlerini, tüm önyargılardan uzak, bilinçli bir şekilde inceliyor. Çalışma, Osmanlı Devleti’nde eğitimin ne ölçüde rol sahibi olduğunu, medreselerin farklı medeniyet ve kültürlere açık olup olmadığını, sadece eskiden miras kalan kitaplar ve dinî eğitim ile sınırlı olup olmadığını tespit etme amacını taşıyor.
Kitap üç bölümden oluşuyor. Birinci bölüm, “Devletin kuruluşundan Fatih dönemine kadar Osmanlı medreseleri” başlığı altında bu dönemdeki medreseleri ele almaktadır. Zira Osmanlı’da medreseler başlangıçta yalnızca dinî eğitimle sınırlıydı. Hicrî 732-855 yılları arasında hızlı bir şekilde gelişme yaşandı ve seksen iki medrese kuruldu. Fatih Sultan Mehmet’in dönemine kadar açılan okullar, İznik, Bursa ve Edirne gibi büyük şehirler ve başkentlerle sınırlı değildi. Diğer Osmanlı şehirlerinde de medreseler inşa edildi. Fatih Sultan Mehmet dönemi, ilim ve eğitimde gözle görülür ilerlemelerin kaydedildiği bir dönem olarak kabul edilmektedir.
İkinci bölümde “Fatih Sultan Mehmet’in ölümünden Kanuni Sultan Süleyman döneminin sonuna kadar Osmanlı medreseleri” başlığı altında Sultan Bayezid tarafından inşa edilen medreselerin yanı sıra kıdemli devlet adamları tarafından kurulan birkaç medreseye de değinmiştir.
Yavuz Sultan Selim döneminde Şii tehdidine karşı koyma açısından medreselerin önemli bir rol oynadığını belirtmek gerekir. Kanuni Sultan Süleyman döneminde âlimler ve hocalar; gördükleri yüksek saygıyı gösteren lakaplar almışlardır. Örneğin “el-Hibru’l-fadılu’l-mütedeyyin, sahibü’l-hikmeti’l-bâhira (olağanüstü bilgeliğin sahibi), gerçekler hazinesinin anahtarı, has takva ehli, çalışkan alim ve erdemli zekâ sahibi” lakaplar kullanılmıştır.
Bununla birlikte, on altıncı yüzyılın son çeyreği, Kanuni dönemine kadar yürürlükte olan eski kanunların ihlali ve medreseler için gerekli önemin verilmemesi nedeniyle, medreselerin nicelik ve nitelik açısından hızlı bir şekilde gerilemesinin başlangıç noktası oldu. Aynı şekilde Osmanlı İmparatorluğu’nda meydana gelen ekonomik değişimler de devletin ilmî hayatını olumsuz etkiledi. Bu durum, farklı Osmanlı medreselerinde öğrencilerin acele ile mezun edilmesinde ortaya çıktı. Bu da ilmî seviyenin düşmesine ve daha sonra medreselerdeki eğitim sisteminin geri kalmasına yol açtı.
Üçüncü ve son bölümde ise, “Osmanlı medreselerinin medeniyet rolüne” değiniyor. Bu bölümde Osmanlı toplumunda medreseler ve resmi kurumlarla sınırlı olmayan eğitim mekânlarından bahsedilmiştir. Bu yerler, camiler, kütüphaneler, tekkeler ve zengin insanlar ile âlimlerin evleri gibi farklı kültür ve eğitim merkezlerinden ibarettir.
Yazar; özelde Osmanlı medreseleri, genel olarak fikrî ve ilmî hayatta, Osmanlıların diğer alanlarda elde ettikleri refah düzeyiyle orantılı ilmî bir atılım gerçekleştiremediğini belirtmektedir. Ona göre medreselere taklit hâkimdi ve yeni fikirler yoktu. Osmanlılar, yalnızca eski İslami kitapların şerh edilmesi ve onlara haşiye yazılması ile yetindiler. Bu da devlette ilmin geri kalmasına sebep olmuştur.
Yazar, kitabının sonunda Osmanlı Devleti’de vakıfların rolünü açıklamaktadır. Vakıflar, medreselere güçlü bir ivme kazandırmakta önemli bir rol oynamış, eğitim süreci için gerekli ve destekleyici temel finansal destek kaynaklarından birini oluşturmuştur. Bu şekilde Osmanlı İmparatorluğu’nda eğitim ücretsiz hale gelmiştir.
Yorum Yap