Hazırlayan: İman Ekmel Abdulhâfız
Dil, kimliğin kabı ve onun en temel ifadesidir. Bu nedenle onu konuşmak lüks değildir. Dolayısıyla bu araştırma, Filistin-İsrail sorununun merkezinde yer alan tartışmalı konuları gündeme getirmeye çalışmaktadır.
Dil sadece iletişim aracı değildir. Aynı zamanda fikrî, medenî ve kültürel unsurları ortaya çıkarmada da etkilidir. Her dilin kelimeleri, dildeki kavramları ve o dili kullananların kimliği ve kültürünü ifade eden maksatları gösterir. Dil, toplumsal kimliğin oluşumu ve gelişmesinde hayatî bir unsur olarak kabul edilir.
Dil ayrıca farklı bakış açılarını, toplumun kültürünü, değerlerini ve yönelimlerinin yayılmasını güçlendiren belirli anlamları ifade eder. Dilin bir toplum üzerindeki varlığı ve hakimiyeti, onun bu toplumun iç ilişkilerine, insanî ilişkilerine ve başkalarına dair dış bilincin oluşumuna etki ettiği anlamına gelir.
İsrail’in işgal ettiği Filistin’de Arapçanın başına gelenler dilin, sömürgeciliğe canlı bir sahne olduğu tipik bir “kolonicilik” örneğidir. Bu nedenle İsrail’in İbranice üzerinden içeriye hâkim olmaya çabalaması, siyasi ve sosyal gücünü güçlendirmesinden başka bir şey değildir. Cezayir’deki Fransız koloniciliğinde aynı durum meydana gelmişti.
İsrail, kendisine göç eden tüm Yahudiler için çok dilli bir yapı olarak kurulmadı. Aksine genel olarak etnisite hep savaştı ve kendisine göç edenlerin ana dillerinden vazgeçmeye zorladı. İsrail Siyonizm ideolojisini benimsedi ve bu doğrultuda Yahudi bir devlet olarak İsrail’i ifade eden ırkçı bir politika üretti. Bu şekilde tüm bireylerin dili ‘tek millet, tek dil’ sloganı bağlamında İbranice oluyordu.
Bu çalışma Filistin içerisinde Arapçanın maruz kaldığı sorunları gündeme taşımakta ve içerdeki Filistinlilerin dili olan Arapçanın önemli bir pozisyon almasını engelleyen bu işgal politikalarından bazılarını sunmaktadır. Çalışma aynı zamanda Yahudi hafızasında ve bakış açısında Arap imajı, Arapçaya yönelik mevcut politika ve ihlallerin mahiyeti, İsrail’in Arapçaya yönelik bu politikasının İsrail içindeki sahte demokrasi probleminin varlığına nasıl işaret ettiği ve bu politikalar ışığında Arapçanın karşılaştığı sorunların nasıl üstesinden gelineceği gibi soruları da gündeme getirmektedir.
Yorum Yap