Mısır Toplumunda İnsan Bağlarının Hassasiyeti .. Model Olarak Boşanma Olgusu

Hazırlayan: Minne El-Tillavı

Modernite katı formunu bırakıp daha akışkan bir hal aldığında terimler değiştirildi, değerler değişti ve insan bağları zayıflayıp maddecilik üstün bir hale geldi. Bu çalışma, Bauman’ın düşüncelerini temel alarak akışkan modernitenin farklı yönlerini ve bu modernitenin Mısır toplumunda bulunan aile ilişkilerindeki tezahürlerini konu almaktadır.

Çalışma esas olarak sosyal bağların bozulmasına, özellikle de toplumların yapısındaki en küçük ve en önemli hücreyi, yani aileyi, yok eden boşanma fenomenine odaklanmaktadır. Modernite saf ve orijinal insan değerlerini çarpıtmaya devam etmiştir. Sevgiyi ve sahip olunan sevgiyi koruma arzusunu; gelip geçici, meta kavramına daha yakın olan sosyal ilişkilere dönüştürmüştür.

Çalışma daha sonra, modernitedeki akışkanlık durumundan kaynaklanan bozulmalarla ve bu bozulmaların iyi gelişmiş bir toplumun ilerlemesine katkıda bulunan huzur dolu ve sağlam bir ailenin inşa edilme olasılığının azalmasından başka bir şeye yol açmayan iki cinsiyet arasındaki süregelen mücadelenin tezahürleriyle ilgilenir.

Çalışma, bireyin kendiyle olan ilişkisinin eşiyle olan ilişkisine üstün geldiği dayanıksız birliktelikleri örneklendirerek devam eder. Aynı zamanda dininden, ailesinden ve toplumundan izole olmuş, modernliği arzulayan kişiyi de inceler.

Bu kişi aynı zamanda kendi kendine yeten, zevklerinin içine gömülüp pençesinden kaçamadığı bir kaybın acısını çekerek yaşayan biridir.

Modernite, lüksün tek çıkış yolu olduğuna inanmasına sebep olmaktadır. Böylece de onu üzerinde hiçbir kara parçası bulunmayan bir denizin içine çekmekte, altından bir hapishanede tutsak etmektedir. Önüne sunulan kolay elde edilmiş özgürlüğün hevesiyle asıl özgürlüğün ne olduğunu unutturur ona.

Bu, onun günde yüzlerce kez kimlik değiştiren kaotik bir pazar ortamının ürünlerini kendi hayat tercihlerine ve insani mücadelelerine yeğlemesine sebep olur.

Sonunda, modaya ve son çıkan ürünlere karşı savaştığı boş bir mücadele içine girer. Böylece modernite kazanır ve insan bıkıp usanmadan yolundan sapmaya devam eder.