ISBN |
---|
978-977-86205-6-6 |
Yazar |
Avi Rubin |
Çeviri ve Yorum |
Prof. Ahmed Al-Adawy |
Baskı Sayısı |
2. Basım (2024) |
Dil |
Arapça |
Bu kitabın kökeni, Avi Rubin’in Harvard Üniversitesi’ne “Osmanlı Mahkemeleri” üzerine sunduğu doktora tezine dayanmaktadır. Bu mahkemeler genellikle tarihçiler -ve özellikle hukuk tarihçileri- tarafınca, Orta Doğu’nun 19. yüzyılın sonlarında modernite çağına girişini belirleyen en önemli özelliklerden biri olarak görülmektedir. Osmanlı yargı tarihi kapsamında, Rubin, Osmanlı Devleti’nin Tanzimat Dönemi’nin sonlarında ve Sultan II. Abdülhamid döneminde (1856-1909) Nizamiye Mahkemeleri kurmasının sonuçlarını incelemiştir. Ayrıca hukuki söylem ve kanun yaptırımı için bir kaynak olarak “Cerîde-i Mehâkim”e dayanarak Nizamiye Mahkemeleri ile Şeriye Mahkemeleri arasındaki ilişkiyi de araştırmıştır.
Yazar, Osmanlı devlet mahkemelerinin modern laik mahkemeler ve geleneksel şer’i mahkemeler olarak bölünmesine ilişkin akademik çalışmalarda hâkim olan zihniyeti çürütmüştür. Benzer şekilde, Osmanlı kanun koyucusunun İslamî şeriattan doğan kanunlar yerine pozitivist kanunlar koyarak yasaları laikleştirmeye çalıştığını da reddetmiştir. Yazar, teorik çerçeve açısından, Osmanlı teşkilatlarını inceleyen ilk kuşak tarihçilerin çalışmalarını karakterize eden Batı etkisi modelini reddettiği gibi, modernleşme teorisini de reddetmiştir. Bunun yerine, modernitenin küresel ve çeşitli doğasını vurgulayan dünya sistemi modelini tercih etmiştir. Böylece, Batı’yı evrim piramidinin tepesine yerleştiren, Batılı olmayan toplumları ise daha alt gelişim düzeylerine yerleştiren geleneksel hiyerarşik yapıyı reddederek sonuca varmıştır.
Robin, genel olarak modernleşmeye, özel olarak ise Nizamiye Mahkemeleri’ne ilişkin bu hâkim zihinsel imajı zayıflatma çabalarında, hukukun uygulanmasına ve Nizamiye Mahkemeleri’ndeki günlük yargı uygulamalarına odaklanan sosyo-hukuki bir yaklaşım kullanmıştır. Nizamiye Mahkemeleri deneyiminin, Osmanlı Devleti’nin bir hukuk sistemi olarak İslamî kanunlar yerine pozitivist kanunlar koyarak kanunları laikleştirme arayışını öne süren bir perspektiften ziyade, Osmanlı modernleşme modeli çerçevesinde anlaşılması gerektiği sonucuna varmıştır.
Bu çalışma, yazarın bizi Sultan II. Abdülhamid’in reformist çabalarına ve devlet merkezilik ilkesini pekiştirerek otoriter yönüne göz attırdığı keyifli bir yolculuk… “On dokuzuncu yüzyılda insanlar, devlet tarafından dayatılan Fransız pozitif hukukundan türetilen bir hukuk sistemini nasıl edindiler?” “Devlet, kuvvetler ayrılığı ilkesini gerçekleştirmeyi ne ölçüde başardı?” “Devlet, hukukî çoğulculuğun yol açtığı yan etkileri azaltmak için nasıl çalıştı?” “İnsanlar nasıl bu hukukî çoğulculuğu kendi çıkarlarına hizmet edecek şekilde kullanmaya çalıştılar?” “Devlet, mahkemelerdeki yolsuzluğu nasıl ortadan kaldırmaya çalıştı?” Robin, tüm bu soruları ve daha fazlasını bu ilgi çekici çalışması ile yanıtlıyor.
Yorum Yap